Çarpan Sayılar

Bir varmış bir yokmuş,uzak diyarların birince insanlar gibi oynayan,eğlenen, yiyen içen sayılar varmış. İnanması zor ama bu sayılardan başka sayılar elde etmek için onları çarpan, bölen toplayan, çıkaran büyük sayılar varmış. Bir gün 6 ile 3 oyun oynarlarken tam karşılarına çarpan insan çıkmış. çarpan insanlar karşılaşılan 6 ile 3 çok heyecanlanmışlar var çarpışıp 18 olmuşlar. Çarpan insanla karşılaşan her sayı heyecandan çarpılmaya devam etmişler. Sayılar kontrol edilemez şekilde çoğalmaya başlamışlar. sayıların büyümesi  küçük sayıları endişelendirmeye başlamış……

 

Sayılar arasındaki bu çarpılma bitmek bilmiyormuş,çarpan insanla karşılaşan her sayı heyecandan çarpılıyormuş, sayıların bu durumu bölen insan gelince sona ermiş. Bölen insan sayıları bölerek herşeyi eski haline döndürmüş,sayılar diyarında her şey eski haline dönmüş……

Sayılar diyarındaki bütün sayılar mutluluk içinde hayatlarına devam etmişler.

 

İrem Kanlıpıçak,12 yas

Kayıp Maymun

Okul çıkışı evlerine ormanın içinden geçerek giden Eren ve Ceren ormanda kaybolmuşlar. Ormanda onlar gibi kayıp olan bir maymunla karşılaşmışlar. Eren, Ceren ve kayıp maymun evlerine dönmek için yönlerini nasıl bulacaklarını gökyüzünde dar açı oluşturmuş uçan leylek sürüsüne sormuşlar. Leylekler kırk beş derecelik bir açı ile uçuyorlarmış ve maymuna oluşturdukları açının köşesi ile kuzeyi göstermişler.

Eren, Ceren ve maymun kuzeye doğru yürümeye başlamışlar. Önlerine uzun bir köprü ve köprünün başında bir kurt çıkmış.

Kurt, Eren ve Ceren’e bir matematik problemi sormuş, problemi çok çabuk cevaplayan Eren ve  Ceren  maymunu da yanlarına alarak evlerine doğru yola çıkmışlar.

 

Ozan Altunkol, 9 yaş

 

 

 

Onlukların Savaşı

Sayılar arasındaki bitmez tükenmez anlaşmazlıklar, çözülmeyen problemler büyük bir savaşa neden olmuştu.10’lar, 100’ler, 1000’ler ve daha çok fazla sayı bu savaşın içerisindeydi. Ben bu büyük savaşta ikiydim ve bazuka kullanıyordun birden bire kolumdan yaralandığımı fark ettim. Beni revire gönderdiler, artık savaşamıyordum, ülkemin kurtulması için onlukların çok büyük bir mücadele vermesi gerekiyordu.

 

Onluklar havadan sıfırlarını atıyor, sıfırlar pat küt herkesi patlatıyordu. Yirmiler artık 20 değildi, 2 ve sıfır olarak ayrılmış,2ler karadan sıfırlar havadan savaşıyorlardı. 8’li tanklar savaş alanına geldi,100’lü mayınlar patlamaya hazırdı bütün sayılar kendilerinden beklenmeyen bir performansla savaşıyorlardı.

Savaş herkes için dayanılmaz hale geldiğinde pi sayısı işin içine karıştı, pi sayısı içerisinde bir çok rakam barındırıyordu, savaşta çok etkili oldu. Büyük bir patlama yarattı, kimse anlamadı ama pozitif sayılar negatif sayılara,negatif sayılar pozitife dönüştü.

 

Savaşa güçlü başlayan onluklar yüklükler binlikler dağılmışlardı, hepsi artık birer birliğe dönüştü.

Dağılan sayılar yeni sayılar oluşturdular, bütün sayılar baktılar ki problemler yeni problemleri,çözümler yeni çözümleri doğuruyor,savaşı sonlandırmaya karar verdiler.

 

Fatih Can Ergeldi,12 yaş

 

 

Mutluluk

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde test soruları kendi aralarında sıkıntılarını paylaşıyor ve konuşuyorlarmış.

Üçgen çok üzgünmüş, sevilmediği sorularının çözülmediğine isyan etmiş ve

-Kimse beni anlamıyor.Niçin sevilmiyorum,neden zevkle çözülmüyorum?

Kesirler kendi aralarında gülüşmüşler.

-Tabii anlaşılmazsın. Bu çocuklar senin bir açını bulmak için bir sürü işlem yapıyorlar. Bak bize hiç zorluğumuz yok.Yedikleri pastayla bile bizi anlıyorlar diyerek alaylı ve bencil ruh haliyle üçgene takılmışlar.

Üçgen ağlamaya başlamış. Kesirlerin kendisine haksızlık yaptığını ve çok üstüne geldiklerini düşünüp iyice üzülmüştü. Üçgenin üzüntüsünün farkında olan sadece x ve y idi. Üçgeni teselli etmek için dil döküyorlardı.

X konuşmaya başladı:

-Sen yine tanıyorsun. Biz bilinmeyenler henüz kendimizi bile bilmiyoruz aslında kimse bunun farkında değil. Sürekli boş sayfa olarak çöpe atılıyoruz, y  bile bu durumdan memnun değil,fakat biz çocukların matematik öğrenmeleri için pes etmemeliyiz.

Üçgen düşününce ağlamanın yanlış olduğuna karar vermiş. Hayatta pek çok sorun olduğunu fark ederek x’e sarılmış. Kesirler bu sevgi dolı ana dayanamayıp onların sayfasından ayrılmışlar.

Sıfır son sözleriyle tartışmayı bitirmiş

-Var olmak ya da olmamak mutluluğu bozuyorsa tıpkı benim gibi hiçtir diyerek onlara gülümsemiş.

Testteki soruları kendi hallerinden memnun bir şekilde var olmaya devam etmişler.

Onlar mutluluğu tadarken bizler de başka soruları çözmeye…………….

Yağmur Köse, 14 yaş

 

 

 

 

Karpuz Çekirdeği

Beklenen yaz gelmişti. Güneş her açıdan sıcaklığını belli ediyordu. Bahçede oyun oynayan çocuklar geçen seneden kalma karpuz çekirdeklerini sayıyorlardı. Ellerinde 40 tane karpuz çekirdeği vardı. Üç arkadaş topladıkları karpuz çekirdeklerini ne kadar sayarlarsa saysınlar aralarında eşit olarak paylaştıramıyorlardı. Hep bir arkadaşlarına eksik karpuz çekirdeği kalıyordu. İçlerinden birinin aklına güzel bir fikir geldi. Karpuz çekirdeklerini paylaşmak yerine tekrar toprağa ekip karpuz olmasını bekleyeceklerdi, böylece karpuz yetiştiren çiftçilerimizin karpuz soframıza gelene kadar ne kadar emek ettiklerini öğreneceklerdi. Hem kendi emekleri olan karpuzu hem de çekirdeklerini yiyecekler, kabuklarını da hayvanlara vereceklerdi. Üç çocuğa eşit şekilde karpuz çekirdeğini paylaştırmak için 3 ile kalansız bölünmeyi de öğreneceklerdi.

 

Mehmet Tan Vural,11 yaş

Doğada Matematik

Amazon Ormanları’nda yeni bir gün daha başlıyordu.Arı telaşlı ve hararetli ses tonuyla :

 

-Geliyorlar,geliyorlar insanlar geliyor diye bağrıyordu. Ne zaman insanlar ormanlarına gelse düzenleri bozuluyordu,dengeleri sarsılıyordu..

 

Arı, kunduz, örümcek ve karınca aynı yere saklandılar. Panik içerisindeki arı söze atılır:

 

-Neden insanlar bize zarar veriyorlar? İnsanlar rahat bir yaşam sürüyorsa,  rahat yaşamlarını bize borçlular.

 

Karınca:

 

-Katılıyorum,ben yuvamın yerini hesaplayarak yapıyorum.Yuvamın nasıl hava alacağını ölçüp biçiyorum,insanlar ise benim yuvamdan esinlenerek pencerelerini yapıyorlar.

 

Arı:

 

-Ben kovanımda altıgen şekiller kullanıyorum.Altıgen şeklini doğada insanlara gösteren benim.

 

Kunduz:

 

-Ben büyük hesaplar yaparak barajlar yapıyorum.İnsanlar baraj yapmak için ilk fikirleri benim yaptığım barajlardan aldılar,hidroelektrik santraller yaptılar.İnsanlar elektrik ihtiyaçlarını yaptıkları santallerden gideriyorlar. Hatta uzaydan çekilen fotoğraflarda bile benim yaptığım barajlar görülüyormuş.

 

 

 

Örümcek:

 

-Ben ağımda geometrik  şekiller kullanıyorum.İnsanlar  hala ağımdaki gizemi bulamadı.

 

Birkaç ay önce fırtına sayesinde toprakla buluşan şu an büyümüş olan güzel görünümlü ayçiçeği:

 

-İnsanoğlunun önemli keşiflerinden altın oranın en güzel örneği benim.

 

Arkadan ağır adımlarla fil gelir.

 

Fil:

 

-İnsanların zevkle oynadıkları satranç oyununu hepiniz biliyorsunuz. Satrancın en önemli  taşlarından birine benim ismimi koymuşlar.

 

Hava kararınca herkes yola koyulur fakat evleri yerinde midir? Bilinmez.

 

Bize matematik öğreten hayvanları ve bitkileri koruyalım,sahip çıkalım.

 

 

 

Berke Mehmet Demirdelen.  6.Sınıf,12 yaş

Mutlak Değer İsyanda

Tam sayılar gezegeninde negatif ve pozitif sayılar arasında bir anlaşmazlık olmuş.Bu anlaşmazlıkta negatif sayılar:

 

-Sayıların mutlak değeri hesaplanırken negatif sayılar pozitife dönüşüyorsa, pozitif sayılarda negatif sayıya dönüşmeli demiş.

 

Pozitif sayılar:

 

-Öyle bir şey olmaz biz bunu çok uzun zamandır böyle hesaplıyoruz.

 

Pozitif sayılar ve negatif sayılar arasındaki tartışma gittikçe büyümüş, negatif sayılar çok kırgınmış, mutlak değer hesaplanırken pozitif sayıya dönüşmüyoruz diyerek isyan etmişler.

 

Kendi aralarında bir anlaşmaya varamayınca kralları Matking’e danışmaya karar vermişler.

 

Pozitif sayılar negatif sayılara çok kızgınmış.

 

Negatif sayılar adları üstünde negatiflermiş, her şeye karışıyorlar, kızıyorlar,hep olumsuz tarafta yer alıyorlarmış.

 

Pozitif sayılar ise her şeyi olumlu düşünüp öyle yaşıyorlarmış. Doğruya doğru,yanlışa yanlış diyorlarmış. İçlerinde herhangi bir olumsuzluk yokmuş, pozitif sayılar sevgi doluymuş.

 

 

 

Gelelim sayılar arasındaki bitmek tükenmeyen anlaşmazlığa, sayılar arasındaki bu anlaşmazlık, kral Matking’in kulağına gitmiş. Kral tamsayılar ülkesindeki bütün sayıları toplar ve bilge kişilerden anlaşmazlığı çözmeleri için yardım istemiş.

 

Bütün sayılar bir araya gelirler ve herkes derdini anlatır. Negatif sayılardan -1 : pozitif sayılardan 1 sözcü olur.

 

Negatif tamsayılar adına konuşan -1 ,mutlak değerin kendilerini pozitife çevirdiğini ve bunun haksızlık olduğunu düşündüğünü söyler. Mutlak değer eksi sayıları sayıları pozitif yapıyorsa,pozitif sayıların da negatif olması gerektiğini söyler. Negatif tamsayıların temsilcisi sayıların eşit olduğunu ve eşit muamele görmeleri gerektiğini söyler.

 

Tam sayılar ülkesinin kralı Matking, mutlak değerin uzunluk belirttiğini ve uzunluğun negatif olamayacağını belirtir ve negatif tamsayıların isteklerinin yersiz olduğunu belirtir.

 

 

 

Negatif sayılar bu cevaptan tatmin olmaz ve her zamanki isyanlarını sürdürler ama mutlak değer tavrından vazgeçmez. Tam sayılar ülkesinde kurallar nettir.

 

 

 

Mutlak değer kendini iki çizgi arasına hapseder ve yaşamına devam eder.

 

Ahmet Arda Avas, 6. Sınıf 12 yaş.