Matematiksel Resimler ve Perspektif

Kimse Arka Planda Sıkışıp Kalmasın

Sanat bugünlerde kurallara göre oynamıyor.Kuralsız olarak adlandırabileceğimiz sanatta da bir takım matematiksel kurallar dizisi karşımıza çıkıyor, ve yıkılmayan tek kural var o da perspektif

14. yüzyıldan önce hiç kimse resmin arka planındaki nesnelerin önde yer alanlardan daha küçük görünüp görünmediğini pek önemsemiyordu: Çoğu sanat eseri derinlik önemsenmeden resmediliyordu ve insanlarla nesnelerin boyutları ne kadar önemli olduklarına göre belirleniyordu.
Perspektif, nesnelerin gözlemciden olan uzaklıklarına bağlı olarak birbirlerine ilişkin konumlarına göre nasıl göründükleridir.
Temel olarak iki tür perspektif vardır: doğrusal perspektif ve atmosferik perspektif.

Leonardo da Vinci perspektif meselesini yepyeni bir anlam kazandırmıştır. Gelinen noktada perspektif sadece ışık ışınlarını ve görüş hatlarını dikkate alırken, Leonarda da Vinci ışığın içinden geçtiği havayı da hesaba katmayı başladı. Bir nesnenin uzaklığı arttıkça, kenarlarının bulanıklaştığı ve hatta renginin değiştiğini fark etti. Buna da atmosferik perspektif diyoruz.
Doğrusal perspektif iki temel biçim alır.

Tek kaçışlı perspektif
Kaçış noktası karşınızdayken oluşur. Uzun düz bir yolun ortasında durup ufka baktığınızı düşünün.

İki kaçışlı perspektif
İki ya da daha fazla yüzüyle karşı karşıya olduğunuz bir nesneye bakarken oluşur.

İşte Matematiksel Resimler :
simetri resim1

Buradaki resimlerin hepsi tek kaçışlı perspektife göre çizilmiştir.